Kalpten

Kalpten

VAROLUŞ MERKEZİMİZ KALP VE TEMEL EYLEMİ MERHAMET

ÖNSÖZ’den

Kalpten bir psikoloji kitabı değil. İnsanın varoluşsal merkezi kalp üzerine psikoloji zâviyesinden yazılmış bir kitap… Doğrudan doğruya psikoloji kitabı değil ama insan varoluşunu anlamaya çabalıyor. Buna göre insan varoluşuyla ilgili her çalışma gibi psikolojiyi ele alıyor; hem insan psikolojisine, daha doğrusu psikolojisi olan insanlara hem de akademik disiplin olarak psikolojik bilimlere sesleniyor. Düşünce, duygu ve algılamalarımıza “kalp” eşlik ettiğinde, onlar kalbin süzgecinden geçtiklerinde, daha “ahlâkî” dolayısıyla daha “insani” olacaklarını dile getiriyor.

Kalpten, baktığımızda epeyce farklı şeyler görülebildiğini ve daha önce gördüğümüzü sandıklarımıza değişik manalar katılabildiğini, hatta biraz haddini aşarak bilime hoş bir usare eklendiğini, bilimin tatlandığını söylemeye çalışıyor. Biraz da hayıflanıyor söylerken, “kadim dünyada, eski insanlar zaten bunları biliyordu ama biz modernler unuttuk, bilerek kendimizi kandırmaya, kalbi kendimize unutturmaya çalıştık. Böyle yaparsak, kalbi sadece bedenimizdeki bir organa indirgersek, gerçeğe daha çok yaklaşacağımıza, büyünün bozulacağına ve böylece her şeyin daha iyi olacağına inandık. Ama tüm canhıraş gayretimize rağmen, derunumuz buna direndi, unutmadı, geleneksel mirasa sıkı sıkıya sarılıp sahip çıktı” diyor. Özellikle yaşadığı Müslüman toplumdaki kültürel mirasa, bu toplumun kültürüne ana rengini veren Kur’ân-ı Kerim’e dayanarak “kalpten” bir yaklaşım sergileme cehdi göstermek istiyor.

Kalpten, bir ahlâk felsefesi ve ahlâk psikolojisi kitabı değil ama onların yanında yöresinde dolanmaktan da hiç vazgeçmiyor. Özellikle kendi ahlâka bakışımızın nasıl kalbe ve merhamete doğru yol aldığının hikâyesini, aşama aşama anlatmaya çalıştığımız 2. Bölümde bu hevesi iyice artıyor… Kalpten, varoluşsal merkezimiz kalbin temel eyleminin merhamet olduğunu, diğer erdemlerin merhametten köken aldığını düşünen, bunu göstermeye çalışan merhamet erdemi üzeri yine psikoloji zâviyesinden yazılmış bir kitap… Nasıl insan varoluşunu sorun edinen her çalışma, şöyle ya da böyle psikoloji ile ilgiliyse günümüzde “pozitif psikoloji” sayesinde artık erdemlerle ilgili tüm çabalar da eninde sonunda psikolojinin görüş alanına giriyor. Bu erdemlerin başında merhamet geliyor. Kalpten, merhamet üzerine pozitif psikolojinin söylediklerini onaylıyor, destekliyor ama onlara yeni bir ilave yapmaya çalışmıyor. Daha ziyade tıpkı kalp gibi merhametin de kadim anlayıştaki yerinin günümüzden çok farklı olduğunu anlatmaya yöneliyor. Eğer kalbi ve merhameti geleneksel dünyadaki gibi kavramayı başarırsak, bu ufuk sayesinde önümüzde birçok yeni imkânın doğacağını anlatmaya gayret ediyor.

Kalpten bir ilahiyat kitabı, bir din psikolojisi kitabı değil ama onlardan büsbütün ayrı da kalamıyor. Yazarın Müslüman kültürde yaşamasının zihin dünyasındaki yansımalarını ve böyle bir zihinle başta Kur’ân-ı Kerim olmak üzere teolojik kaynaklara baktığında gördüklerini dile getirmek istiyor. Bu kültürde yaşamanın ve düşünmenin, psikolojik bilimlerle ilgili mesleki uygulamanın içinde bulunmanın sonuçlarını bir hanede birleştirmeye, bir araya getirmeye uğraşıyor. Bir başka deyişle psikoterapi ekolleri içinde kendisine yakın hissettiği dinamik-varoluş yaklaşımın, pozitif psikolojiye bakışın buradan nasıl olabileceğini sergileme gayretinde. Her ne kadar ilk bakışta doğrudan doğruya teolojik değerlendirmeler, çıkarımlar yapıyormuş gibi görünse de aslında niyeti ve hedefi asla bu değil. Kalpten haddini biliyor, sadece Müslüman kültürden psikoterapideki varoluşçu-dinamik yaklaşıma, geleneksel dünyadan pozitif psikolojiye nasıl katkılar olabileceğini dert ediyor. Sözlerini bilimin ve teolojinin keskin ve kesin ifadelerinden ziyade deneme kıvamında dillendirmeye uğraşıyor.

“Kalp” dendiğinde geleneksel dünyada neler anlaşıldığı kadar Kur’ân-ı Kerim’in ne demek istediğinin anlaşılmaya çalışılması da kitabımızın problematiği. Dinamik-varoluşçu yaklaşım, pozitif psikoloji, ahlâk felsefesi ve psikolojisi ve din felsefesi ve psikolojisi kulvarlarında dolanarak “kalp” ve “merhamet” kavramlarını hem daha derinlemesine kavramaya çalışıyor hem de bu kavramlar sayesinde tüm bu kulvarları bir anayolda birleştirmenin ihtimallerini, imkânlarını arıyor. Kalp ve merhamet kavramlarının derinlemesine kavranması halinde, bizim kültürümüzde psikolojiye, felsefeye ve ilahiyata daha “buralı” bir bakışın mümkün olduğunu düşünüyor; yine aynı şekilde psikoterapi uygulamalarında insanımızı daha anlayıcı olunabileceğini iddiaya cüret etmek istiyor.

…Kalpten, Müslüman kültürde varoluşçu-dinamik yaklaşımın çerçevesini ortaya koymak için giriştiğimiz önceki çabaların devamıdır. Bu yüzden katara eklenen son vagon olarak ele alınması gerekir. Hoşçakal’da ölüm ve fanilik; Hayatın Anlamı Var mı?’da anlam, anlamsızlık ve özgürlük; Yalnızlık ve Umut’ta insanın nihai tek başınalığı, yabancılaşma, umut ve yönelmesi gereken menziller ana tema olarak seçilmişti. Onlar, aynı zamanda Batı’da varoluşçu yaklaşımın üzerine bina olduğu ana temalardı. Bu ana temaları işlerken şu veya bu biçimde “kalb”e hep bir gönderme vardı. Müslüman toplumda varoluşçu-dinamik yaklaşımı çalışırken yeni kavramlara ihtiyaç olduğu hep ihsas ediliyordu.

“Kalp”, şüphesiz bu büyük ihtiyacı karşılayacak kavramlardan bir tanesi. Kalp kavramının bu ihtiyacı nasıl doldurabileceğini göstermek Kalpten’in temel misyonu. Onu yerine getirmeye, kalp sayesinde insanın nasıl toplumsal, etik ve estetik bir varlık olduğunu göstermeye çalışıyor. Batılı varoluşçu-dinamik yaklaşımda hep eksik kalan, arada bir dokunulup geçilse bile “cinsellik”e psikanalitik bakışla bağlarını hiç koparamayan, Hıristiyan ilahiyatıyla kurulması muhtemel eleştirel bağlantılar yüzünden hep ürkek yaklaşılan kavramlardan biri de “sevgi”dir. “Sevgi” konusu, çekingen bazı girişimler dışında, asla Batılı varoluşçu-dinamik yaklaşımın ana temalarından birisi haline gelememiştir. Kalpten, erdemleri kalbin eylem alanı olarak ele almaktan başka, merhameti erdemlerin temeli olarak görmekle, daha doğrusu Müslüman toplumda ve Kur’ân-ı Kerim’de böyle görüldüğünü ileri sürmekle, psikolojinin ahlâk felsefesi, ahlâk ve din psikolojisiyle ilişkilerine güçlü bir bağlantı yolu kurmanın yanı sıra “sevgi”yi ana tema haline getirebilmenin kapısını aralamaktadır. Nasıl diğer erdemlerin aslında merhametten köken aldığı ileri sürülüyorsa sevgi ve aşk da pekâlâ merhametin türevleri olarak ele alınabilir. Kalp ve temel eylemi merhamet sayesinde yan yana gelmelerinden öcü gibi korkulan psikolojik bilimler ve ilahiyat arasında sağlıklı ve sağlam bir ilişki için imkân doğabilir…

Kalpten, kalbin insan varoluşunun etik boyutunu biçimlendirmenin ve insanlar arası ilişkilerin güven ve sevgi gibi kaynaştırıcı, bağlayıcı tutkalını salgılamanın yanı sıra güzel hissiyatımıza ve estetik yargılarımıza da temel teşkil ettiğini ileri sürüyor. Bu amaçla felsefenin yamaçlarına bir kez daha sokuluyor, yine haddini aşmadan estetikle ilgili değerlendirmelere girişerek ve tekrar Müslüman kültüre yaslanıp etik ve estetiğin aslında ne kadar akraba hatta ikiz kavramlar oldukları teziyle sözüne son veriyor.

Kaynak: Yakında Kapı yayınlarından yayınlanacak olan “Kalpten” eserinin önsözünden alınmıştır.

Son Videolar

Yükleniyor...

Galeri

Ekran-Resmi-2022-07-06-ÖS-12.47.15 Ekran-Resmi-2022-07-06-ÖS-12.46.20 Ekran-Resmi-2022-07-06-ÖS-12.46.35 Ekran-Resmi-2022-07-06-ÖS-12.46.58 Ekran-Resmi-2022-07-06-ÖS-12.47.34 Ekran-Resmi-2022-07-06-ÖS-12.45.41