Karizmatik liderlik
Tarihsel gözlemler ve bilimsel çalışmalar, liderliğin insanın toplumsal davranışının vazgeçilmez özelliklerinden biri olduğunu gösteriyor. Kimi ütopyalarda eşitlik idealleri, liderliğin olmadığı bir insan ilişkileri ağı biçimine kadar genişletiliyor lakin tarih, henüz lidersiz gruplara, toplumlara tanık olmadı. Lidersizlikten değil de olsa olsa liderliğin (demokratik, otokratik vs. gibi) biçimlerinden veya başarılı ya da başarısız liderliklerden söz edilebilir. Ama henüz başarılı liderleri başarısızlardan, tarihteki büyük liderleri hiçbir iz bırakmadan geçip gidenlerden ayıran psikolojik özelliklerin neler olduğunu bilemiyoruz. “Karizma” kavramı bu soruya cevap ararken işimize yarayabilir.
Liderin karizmasının; toplumu etkileme gücünün kaynağı, doğrudan doğruya insanın toplumsal bir varlık oluşuyla ilgili görünüyor. Nasıl zekâ, kavrayış gücü vs. gibi bireysel yeteneklerimiz varsa, toplumsal varlık olma hususunda da birbirimizden farklı özellikler, yetenekler taşıyoruz. Toplumsal varlık olmaktan kaynaklanan yeteneğimize, kabaca ve kısaca, başta ortak yaşantılara sahip olduklarımız olmak üzere diğer insanları anlama ve koruma yeteneği ya da potansiyeli diyebiliriz. Aramızdan bazılarında, bu yetenek çok daha gelişmiş durumda. Onlar, hep kendilerini topluluklarına adama, sürekli olarak topluluklarını düşünme eğilimindeler. Karizma kavramı, işte bu özel yeteneğe tekabül ediyor.
Diğer insanları anlama, koruma (ve dolayısıyla etkileme) potansiyeli, yani karizmatik yetenek, insandan insana değişiklik gösteriyor. Bizim ve topluluğumuzun insanlık halini fark eden, bize ve topluluğumuza değer veren, bizleri koruyan insanlara daha çabuk güveniyor, onları öne çıkararak liderleştiriyoruz. Bu kişilere karizmatik özellikler bahşediyor ya da bahşedilmiş olduğuna hükmediyoruz.
Evet, topluluklar, sadece bazı liderlere daha çok bağlanıyor, daha çok özellik atfediyor ya da karizma bahşediyor, onları başarılı olarak niteliyor. Bu liderler, tarihe başarılı olarak kaydediliyor, toplumsal hafızaya öyle yerleşiyorlar. Sonucun toplumun aleyhine olduğu misaller olsa da liderin karizması ile başarısı çoğu zaman at başı gidiyor. Karizmatik liderin özelliklerini genel olarak ifade edebileceğimiz bir formülasyon yok elimizde. Bir liderin karizmatik olup olmadığından bahsedebilmemiz için o topluluğun ihtiyaçlarını ve lidere yüklediği anlamı bilmemiz gerekiyor. Toplumun ihtiyaçları ne kadar çok ve çözümü aciliyet kesbediyorsa, lider karizması o kadar önem kazanıyor. Bu yüzden karizmatik nitelikli liderler, daha ziyade toplumların, zihinlerin derin bunalım, yani kriz dönemlerinde ortaya çıkma eğiliminde oluyor. Bunun tersi de doğru; liderliğin değil sistemin önemli olduğu, işlerin bir biçimde yolunda gittiği zamanlarda, karizmatik liderlere fazlaca ihtiyaç duyulmuyor; yöneticiler eğitim, okullardan alınan diploma vs. gibi ölçütlerle belirleniyor.
Weber, demokrasilerde var olan bürokratik kafesi kırmak için karizmatik liderlerden medet umdu ama onların modernliği kurumsallaştırmış Batı’dan çıkmayacağını göremedi. Batı toplumlarında, kurumsal ve oldukça iyi tanımlanmış bir işleyiş nispeten sağlanmış olduğundan liderin başarılı olması için karizmatik nitelik gerekmiyor; tanımlanan işi iyi yapmanız yeterli oluyor. Ama bizim gibi henüz kurumsallık ve iş tanımlarında sorunu olan modernleşme sürecindeki ülkelerde durum biraz daha farklı. Toplumun kendine güvenli bir biçimde yolunda ilerleyebilmesi için şiddetle başarıya ihtiyacı var. Ve belli ki bu başarı, kurumsal ve tanımlı işlerden değil, münferit, bireysel becerilerden kazanılabilecek… Bu yüzden toplum, kendi arzu ve ihtiyaçlarını temsil eden başarılı bireyleri her alanda öne çıkarıyor, onlara iş tanımının ötesinde, kurtarıcı, karizmatik özellikler bahşediyor. Lider adayları arasında ondan beklenen yetenekleri haiz potansiyeli bulunanı fark edip öne çıkarıyor. Sonuçta, hep söylediğimiz gibi, toplum neyi hak ediyorsa, ona uygun bir liderlik şekilleniyor.
Kanaatimce Recep Tayyip Erdoğan’ı keşfettiği günden beri, sınayarak adım adım öne çıkaran toplumumuz, şimdi de ona tam bir hükümet etme yetkisi vererek dertlerini çözmek istiyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin altındaki psikolojik zemini, niye vaktin tamam olup değişiklik teklifinin şimdi gündeme geldiği sorusunun cevabını, toplumun ve liderin bu karşılıklı arayışları oluşturuyor. Ama elbette Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne bir gerekçe oluşturmak için karizmatik liderlikle ilgili söylediklerimiz, tek başına asla yeterli değil! Bizim yaptığımız psikolojiden bir perspektif getirmeye çabalamakla sınırlı. Zaten daha diyeceklerimiz bitmedi. Biraz daha sabır…
Kaynak: Yeni Şafak